İş Davalarında Arabuluculuk: Mevzuata Uygun Bir Bakış
Türkiye’de hem birinci derece mahkemelerin hem de yüksek yargı organlarının iş yükünün büyük bir kısmını iş hukuku davaları oluşturmaktadır. Bu iş yükünü hafifletmek amacıyla 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, 25 Ekim 2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanun, iş hukuku yargılamasında önemli değişiklikler getirmiş olup, özellikle işe iade ve işçi alacakları davalarında arabuluculuğa başvurmayı zorunlu hale getiren hükümlerle dikkat çekmektedir. Kanunun bazı hükümleri yayın tarihi itibarıyla yürürlüğe girmişken, diğer hükümleri ise 1 Ocak 2018 itibarıyla yürürlüğe girmiştir.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun getirdiği en önemli yeniliklerden biri, iş hukuku davalarında arabuluculuğu zorunlu hale getirmesidir. Kanunun 3. maddesi uyarınca, 5953 sayılı Kanun’a tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanun’a tabi gemiadamları, 4857 sayılı İş Kanunu ya da 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun İkinci Kısım Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, Kanun’a, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talepli davalarda arabuluculuk, dava şartı olarak belirlenmiştir. Bu kapsamda, işçi veya işveren alacakları, kıdem ve ihbar tazminatları, fazla mesai ücretleri gibi işçilik hak ve alacaklarına yönelik davalar ile işe iade davalarında mahkemeye başvurmadan önce arabulucuya başvurulması zorunludur. Aksi takdirde, arabuluculuk sürecine başvurulmadan açılan davalar, usulden reddedilecektir.
Ancak, iş kazaları veya meslek hastalıklarından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davaları ile bunlara ilişkin tespit, rücu ve itiraz davalarında arabuluculuk zorunluluğu bulunmamaktadır. Bu tür davalar, doğrudan mahkemeye başvurularak açılabilecektir.
Arabuluculuğa Başvuru Usulü ve Yetki
Arabuluculuk başvurusu, karşı tarafın yerleşim yerinde, eğer taraf bir şirket ise işyeri adresinde, taraflardan biri birden fazla ise herhangi bir tarafın adresinde ya da her durumda işçinin çalıştığı işyerinin bulunduğu yerdeki arabuluculuk bürosuna yapılacaktır. Eğer o yerde bir arabuluculuk bürosu yoksa, Adalet Komisyonu tarafından görevlendirilen Sulh Hukuk Mahkemesi kalemine başvuru yapılabilecektir. Başvuru, zamanaşımı süresi içinde yapılmalı ve başvuruya ilişkin belgeler, başvuran veya vekili (avukatı) tarafından sunulmalıdır. Başvuruyu takip eden süreçte, arabuluculuk bürosu, arabuluculuk listesinde yer alan bir arabulucuyu uyuşmazlığı çözmekle görevlendirecektir. Taraflar, listedeki arabuluculardan biri üzerinde anlaşırsa, üzerinde anlaşılan arabulucu uyuşmazlığı çözmekle görevlendirilir.
Arabuluculuk Süresi
İş hukuku uyuşmazlıklarında arabulucuya tanınan süre, görevlendirme tarihinden itibaren 3 haftadır. Zorunlu hallerde bu süre, en fazla 1 hafta uzatılabilir. Eğer bu süre zarfında uzlaşma sağlanamazsa, arabulucu, uzlaşma sağlanamadığını belirten bir tutanak düzenlemekle yükümlüdür.
Arabuluculukta Zamanaşımı
Arabulucuya başvurulması halinde, başvuru tarihinden son tutanağın düzenlenmesine kadar zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemeyecektir. Tutanak düzenlendikten sonra zamanaşımı ve hak düşürücü süreler kaldığı yerden devam eder.
Arabuluculuğun Sonuçlanması
Arabuluculuk görüşmeleri, uzlaşma sağlanması, tarafların uzlaşamayacağının anlaşılması, taraflardan en az birinin katılmaması ya da kanunda belirtilen sürenin dolması ile sona erer. Görüşmelerin uzlaşma ile sonuçlanması durumunda, taraflar ve arabulucu tarafından imzalanan tutanak doğrudan icra edilebilir. Ancak, tutanakta avukatların imzası yoksa, icra edilebilirlik şerhi alınması gereklidir. Arabuluculuk sürecinin herhangi bir nedenle sona ermesi tarafların dava açma hakkını etkilemez.
Arabuluculuk Ücreti ve Masraflar
Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, arabuluculuk ücreti ve masrafları taraflarca eşit olarak ödenir. Uzlaşma sağlanamazsa, ilk iki saate ilişkin ücret ve masraflar Adalet Bakanlığı tarafından karşılanır; iki saati aşan sürelerdeki ücretler ise taraflarca paylaşılır. Taraflardan biri arabuluculuk ücretini ödeyemeyecek durumda ise, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 334 vd. maddelerine göre adli yardım talebinde bulunabilir.
Arabuluculuk Sonrası Yargılama Giderleri
7036 sayılı Kanun’a göre, arabuluculuk sürecinde görüşmelere katılmayarak uzlaşmanın sağlanamamasına neden olan taraf, dava açıldığında yargılama giderlerinden sorumlu tutulur. Toplantıya katılmayan taraf, dava açıldığında kısmen ya da tamamen haklı çıksa bile, yargılama giderlerini karşılamak zorundadır ve lehine vekalet ücreti hükmedilmeyecektir.
Sonuç
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu, iş hukukunda arabuluculuğu zorunlu hale getirerek, uyuşmazlıkların hızlı ve etkin bir şekilde çözülmesini teşvik etmektedir. Tarafların arabuluculuğa bilinçli ve hazırlıklı olarak başvurması, hem uyuşmazlıkların kısa sürede çözülmesine hem de mahkemelerin iş yükünün azalmasına katkı sağlayacaktır. Bununla birlikte, arabuluculuk sürecinde tarafların haklarını tam anlamıyla savunabilmesi ve hak kayıplarını önlemek amacıyla profesyonel hukuki yardım almaları önem arz etmektedir.
Bu makale tamamen genel bilgilendirme amaçlı olup, yayımlanma tarihi sonrasında oluşabilecek mevzuat ya da içtihat değişikliklerini kapsamamaktadır. Hatem Arabuluculuk makalenin yayımlanma tarihinden sonra doğabilecek yeni hukuk durumlar nedeniyle makale içeriğini güncelleyebileceği gibi, güncellememe hakkını da saklı tutar. Hatem Arabuluculuk güncel olmayan makaleler ya da yeterli hukuki danışmanlık hizmeti alınmadan sadece makale ile yetinilmesi nedeniyle oluşabilecek zararlardan hiçbir sorumluluk kabul etmez.