Bizi takip edin
  >    >  Tüketici Hukukunda Arabuluculuk

Tüketici Hukukunda Arabuluculuk

Tüketici davalarında arabuluculuk ; Bazı istisnaları olmakla birlikte Tüketici Mahkemeleri’nde dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunludur. Aksi takdirde açılan dava, zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirilmediği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan usulden reddedilecektir. Tüketici Hakem Heyetine yapılan başvurular bu istisna kapsamında kalmaktadır. Bu nedenle Tüketici Hakem Heyetine yapılan başvurularda arabuluculuk gerekmemektedir. Ayrıca Tüketici Hakem Heyetinin verdiği kararlara karşı itiraz mahiyetinde Tüketici Mahkemelerinde dava açılırken de arabuluculuk sürecinin tüketilmesi zorunlu değildir.

Tüketici davaları kapsamında arabuluculuğa başvurmak isteyen taraf, karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan herhangi birinin ikametgahının bulunduğu yerdeki adliyede bulunan arabuluculuk bürosuna başvurması yeterlidir. Başvuru sonrası atanacak arabulucu, tarafları uzlaşmazlığın çözümü için görüşme ve müzakereye davet eder. Arabulucunun nezaretinde yapılan görüşme ve müzakereler sonucunda tarafların anlaşıp anlaşamadığını tutanağa bağlanır. Arabuluculukta anlaşılan hususlarda sonradan dava açılması mümkün değildir. Anlaşılamama durumunda da anlaşamama tutanağının açılacak davada dava dilekçesine eklenmesi dava şartıdır.

“Arabuluculuk sonucunda tarafların anlaştığına ilişkin tutanakta eğer taraflarla birlikte avukatlarının da imzası bulunmaktaysa bu tutanak doğrudan icra edilebilir. Yalnızca tarafların imzasını taşıyan tutanak için ise Sulh Hukuk Mahkemesi’nden icra edilebilirlik şerhi alınması gerekmektedir..”

1. Tüketici Davaları Nelerdir?
Tüketici davaları, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalardır.

Tüketici işlemi; 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem şeklinde tanımlanmıştır.

Bu tanımdan da anlaşılacağı üzere bir işlemin tüketici işlemi olarak kabul edilebilmesi için işlemin bir tarafının tüketici olması gerekmektedir. Tüketici ise, herhangi bir ticari amacı olmadan tüketim amacıyla hareket eden, bireysel kullanıcıları ifade etmektedir.

Kural olarak bir hukuki ilişkinin tarafı tüketici olduğu müddetçe o hukuki ilişkiden kaynaklanan davalar da tüketici davaları kapsamında tüketici mahkemelerinde görülecektir. Bununla birlikte 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen mutlak ticari davalar bakımından ise her halükarda Ticaret Mahkemeleri görevli kabul edilecektir.

1.1. Tüketici Davası İle Tüketici Hakem Heyeti Başvurusunun Farkları Nelerdir?
Tüketici davaları ile tüketici hakem heyeti başvurusu aynı hukuki amaca hizmet etmektedir. Tüketici hakem heyeti başvurularının özelliği parasal sınır altında kalan uyuşmazlıkları dava yoluna gitmeden hızlıca çözümlemek ve tüketicinin lehine olacak şekilde yargılamayı hızlandırmaktadır.

Tüketici hakem heyeti başvuruları, tüketici davalarından çok daha hızlı sonuçlandırılmakta olup tamamen tüketicinin korunmasına yönelik bir uygulamadır.

2023 yılı için yapılacak başvurularda değeri 66.000 TL (altmışaltı bin) Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda, İl veya İlçe Tüketici Hakem Heyetleri görevlidir. 66.000,00 TL tutarının üzerinde kalan uyuşmazlıklarda ise Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurmadan arabuluculuk sürecinin izlenmesinin ardından Tüketici Mahkemeleri’nde dava açılması mümkündür.

Tüketici hakem heyeti başvurusunun tüketici davalarından bir diğer farkı ise tüketici davalarında zorunlu arabuluculuk şartı bulunmasına rağmen tüketici hakem heyeti başvurularında bu şekilde bir şart bulunmamasıdır. Yukarıda belirtilen parasal sınırı geçmemek şartıyla tüketiciler, dava açmadan arabuluculuk yoluna da başvurmadan doğrudan tüketici hakem heyeti başvurusu ile haklarını arayabileceklerdir. Kanun koyucu tüketici uyuşmazlıklarının, arabuluculuk yoluyla kolay, hızlı ve ekonomik şekilde çözümlenmesini amaçlamıştır. Ancak arabuluculuk aşamasında çözümlenemeyen uyuşmazlıklarda tüketicinin dava yoluyla hak aramasını da kolaylaştırmayı hedefleyen konun koyucu, tüketici davalarını harçtan muaf tutmuştur.

Konuya ilişkin detaylı bilgi almak için “Tüketici Davalarında Yargılama Giderleri ve Harçlar” başlıklı yazımızı inceleyebilirsiniz.

2. Tüketici Davalarında Zorunlu Arabuluculuk
Tüketici davalarında dava şartı olan zorunlu arabuluculuk, uyuşmazlıkların daha hızlı çözümlenmesi, yargılama masraflarının düşürülmesi ve yargı sistemi üzerindeki iş yükünün azaltılmasını için getirilmiştir

Zorunlu arabuluculuk kuralına göre dava açmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmalı ve söz konusu uyuşmazlık, öncelikle her iki tarafın da katıldığı bu arabuluculuk görüşmesinde çözülmeye çalışılmalıdır.

Zorunlu arabuluculuk şartı, dava şartı niteliğindedir. Dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmamışsa, Tüketici Mahkemesi davayı, dava şartı yokluğu nedeniyle reddedecektir.

Davanın zorunlu arabuluculuk şartı yerine getirilmediğinden reddedilmesi durumunda, zamanaşımı süreleri geçmemişse, zorunlu arabuluculuk şartı tamamlanarak davanın yeniden açılması mümkündür.

Kural bu olmakla birlikte Tüketici Mahkemesi’nde dava açmadan önce arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olmadığı birtakım durumlar da mevcuttur. Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’a göre zorunlu arabuluculuk şartının istisnaları;

Tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar
Tüketici hakem heyeti kararlarına yapılan itirazlar
Tüketici örgütleri tarafından açılan davalar
Üretimin veya satışın durdurulması ve malın toplatılması amacıyla açılan davalar
Taşınmazın aynından doğan davalar
Şeklinde belirlenmiştir. Şu durumda tüketici davaları bakımından dava açılmadan önce zorunlu olarak arabuluculuk yoluna başvurulması gerekmekteyse de bu sayılan istisnai durumlarda arabuluculuk yoluna başvurulmadan doğrudan dava açılması mümkün olacaktır.

3. Arabuluculuk Süreci
3.1. Arabulucuya Başvuru
Tüketici davaları kapsamında arabuluculuğa başvurmak isteyen taraf, karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki adliyede bulunan arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne başvurur.

Tarafların arabulucuya başvurma süreleri davaların zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri ile aynıdır. Arabulucuya başvurmanın zamanaşımına etkisine aşağıda ayrıca değinilecektir.

3.2. Arabulucunun Seçilmesi
Arabuluculuk başvurusu akabinde, Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından listelenen ve ilgili komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden seçilmek kaydıyla arabuluculuk bürosu tarafından bir arabulucu belirlenir. Ancak taraflar, bu listede bulunması kaydıyla ortak bir arabulucu üzerinde anlaşarak uyuşmazlıklarında kimin arabulucu olacağına kendileri de karar verebilir.

Arabulucunun büro tarafından atanması durumunda arabulucu, büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate almaz. Ancak yetki itirazı olan taraf, en geç ilk oturumda yerleşim yeri veya işin yapıldığı yer ile ilgili belgeleri de sunarak yetkisiz arabuluculuk bürosuna başvurulduğu iddiasında bulunabilir. Arabulucu böyle bir durumda kendiliğinden yetki incelemesi yapamaz. Dosyayı derhal ilgili Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere büroya teslim eder ve Mahkeme harç almaksızın yetkiyi inceler, kesin olarak karara bağlar.

3.3. Arabuluculuk Süreci Uygulamaları
Arabulucu, taraflarla kendiliğinden iletişime geçerek tarafların görüşme yeri ve saati konusunda bilgilenmesini sağlayacaktır. Arabulucu, tarafların iletişim bilgilerini büro tarafından kendisine verilmesi sebebiyle zaten sahip olacaktır. Ancak bu bilgilerle taraflara ulaşamayan arabulucu, kendiliğinden araştırma yaparak da tüm iletişim vasıtalarıyla taraflara ulaşabilir. Taraflara ulaşan arabulucu görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve tarafları ilk toplantıya davet eder.

Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat katılabileceği gibi tarafların özel yetki verdiği avukatları veya kanuni temsilcileri de katılabilir.

Taraflar arabuluculuk görüşmeleri esnasında karşılıklı taleplerini belirterek ortak bir noktada anlaşmaya çalışacaklardır. Bu süreçte arabulucu, taraflara eşit bir şekilde davranmak ve müzakerenin eşit şartlar altında ilerlemesini sağlamakla yükümlüdür. Eğer taraflar çözüm üretemiyorlarsa arabulucu da taraflara bir çözüm önerisinde bulunabilir.

Arabuluculuk, gizli yürütülmesi gereken bir süreçtir. Arabulucunun arabuluculuk faaliyeti nedeniyle elde ettiği tüm bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür. Taraflar da bu belgeleri olası bir davada veya tahkim yargılamasında kullanamayacaklardır. Olası bir dava veya tahkim yargılamasında delil olarak ileri sürülemeyecek beyan ve belgeler Arabuluculuk Kanunu’nda şu şekilde açıklanmıştır:

Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği.
Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler.
Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü.
Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler.
Arabulucu, arabuluculuk yoluna başvuran taraflara eşit ve tarafsız bir şekilde yaklaşmakla ve görevini şahsen yerine getirmekle yükümlüdür. Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez.

3.4. İlk Oturum
Arabulucunun tarafları müzakereye davet etmesinin ardından tarafların bu süreçte ilk kez bir araya gelmesi ile ilk oturum gerçekleşmiş olur. Bu oturumun gerçekleştiği arabulucu tarafından tutanak altına alınır. İlk oturuma katılımın ve mazeretsiz bir şekilde katılmamanın önemine aşağıda ayrıca değinilecektir.

3.5. Son Oturum
Arabulucu, ilk oturumun ardından tutanak tutması gerektiği gibi son oturumda da son tutanağı tutması gerekmektedir. Arabuluculuk son tutanağı, dava şartı arabuluculuk bakımından oldukça önem arz etmektedir. Zira bu tutanak, açılacak olası bir davada dava dilekçesine eklenmezse ve mahkeme tarafından verilen süreye rağmen yine ibraz edilmezse açılan dava, dava şartı yokluğu sebebiyle reddedilecektir. Ayrıca bu tutanağın son tutanağın ardından zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemeye devam edecektir.

4. Arabuluculuk Sürecinde Tarafların Hak Ve Yükümlülükleri
Arabuluculuk sürecinde arabulucunun ve arabuluculuğa başvuran tarafların hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır.

Arabuluculuk, tamamen gizli yürütülmesi gereken bir süreçtir. Arabuluculuğun gizli olması, taraflar için bir hak olmakla beraber aynı zamanda bir yükümlülüktür. Taraflar, arabuluculuk sürecinin gizli kalmasını isteme hakkına sahip olduğu gibi bu süreci gizli tutmakla da yükümlüdürler. Ayrıca arabulucu da arabuluculuk faaliyeti nedeniyle elde ettiği tüm bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür. Arabuluculuk sürecinde gizliliğe aykırı davranılması sebebiyle bir kişinin hukuken korunan menfaatine zarar veren kişi, Arabuluculuk Kanunu’nun 33. Maddesine göre şikayet üzerine 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecektir.
Arabuluculuk süreci tarafların rızasına dayalı iradi bir süreç niteliğinde olup, taraflar arabuluculuk sürecine katılmak zorunda değillerdir. Ancak dava şartı zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğunda dava açmak isteyen tarafın arabuluculuk sürecini zorunlu olarak izlemesi gerekmektedir. Yine dava şartı arabuluculukta, davada davalı olacak taraf da eğer iradi olarak arabuluculuk görüşmelerine katılmazsa bunun birtakım olumsuz sonuçları olacaktır. Bu duruma aşağıda ayrıca değinilecektir.
Arabuluculuk sürecinde taraflar daima eşit haklara sahiptir. Arabulucu, bir tarafa ne şekilde davranıyorsa diğer tarafa da eşit şekilde davranmakla yükümlüdür. Taraflara verilen söz hakkı süreleri eşit olmalı ve eşitsizlik yaratabileceği düşünülen tüm hususların arabulucu tarafından önüne geçilmelidir.
Ayrıca bu noktada önemle belirtmek gerekir ki tarafların zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmaması durumunda mazeretsiz bir şekilde katılmayan taraf aleyhine yargılama giderlerinin üzerinde bırakılması gibi birtakım olumsuz sonuçlar doğmaktadır. Ancak bu durum iş ve ticaret davalarında söz konusu olup tüketici yargılama giderlerinden muaf tutulmuştur.

5. Arabuluculuk Sürecinde Temsil
Taraflar, arabuluculuk görüşmelerine bizzat katılabileceği gibi avukatları veya kanuni temsilcileri aracılığıyla da katılabilirler.

6. Arabuluculuk Sürecinde Süreler Ve Zamanaşımı
Arabulucu, arabulucu olarak görevlendirildiği tarihten itibaren 3 haftalık süre içerisinde yapılan arabuluculuk başvurusunu sonuçlandırır. Zorunlu hallerde bu süre arabulucu tarafından bir haftalığına uzatılabilir.

Zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğunda arabuluculuk bürosuna başvurulduğu tarihten arabuluculuk son tutanağının imzalanmasına kadar geçen süreçte zamanaşımı süreleri durur ve hak düşürücü süreler işlemez. İhtiyari arabuluculukta ise arabulucuya başvurmanın zamanaşımı ve hak düşürücü sürelere bir etkisi olmayacaktır.

7. Arabuluculuk Ücreti
Arabulucu, yürütmüş olduğu arabuluculuk faaliyeti karşısında ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Hatta öyle ki arabulucu henüz faaliyete başlamadan ücret ve masraflar için avans da talep edebilir. Eğer aksi kararlaştırılmamışsa, arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi’ne göre belirlenir. Taraflar, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin altında bir ücret kararlaştırılamaz. Arabulucunun ücreti ile arabulucunun taraflar arasındaki uyuşmazlık için yapmış olduğu masraflar, taraflarca eşit şekilde karşılanır. Ancak taraflar aralarında bir tarafın ücretin ve masrafların tamamını veyahut daha büyük kısmını ödemesi konusunda anlaşmaya varabilirler.

Arabuluculuk sürecinde taraflara ulaşılamaması, tarafların görüşmelere katılmaması, ya da tarafların anlaşamamaları hâlinde arabuluculuk ücreti, Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.

Arabuluculuk faaliyeti sonunda açılan davanın tüketici lehine sonuçlanması hâlinde arabuluculuk ücreti, 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre davalıdan tahsil olunarak bütçeye gelir kaydedilir.

Arabuluculuk ücreti, konusu para olan ya da para ile değerlendirilen ve para olmayan ve para ile değerlendirilmeyen hususlar olması bakımından farklılık arz etmektedir. Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre konusu para olan ya da para ile değerlendirilebilen hususlarda arabuluculuk ücreti yüzde hesabı ile oluşurken konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen hususlarda arabuluculuk ücreti saat ve taraf sayısına göre belirlenmektedir.

8. Arabuluculuğun Sona Ermesi
Arabuluculuk sürecinde tarafların anlaşması durumunda arabuluculuk faaliyetinin sonucu, tarafların anlaşıp anlaşamadıkları, arabuluculuk sürecinin nasıl sonuçlandığı arabulucu tarafından düzenlenen bir tutanak ile belgelendirilir. Bu tutanak taraflarca veya varsa avukatları ya da kanuni temsilcileri tarafından imzalanır. Eğer bu belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.

Taraflar eğer arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varmışlarsa anlaşılan bu hususlar hakkında daha sonradan taraflarca dava açılamaz.

Arabulucuda anlaşılamaması halinde bu hususun işlendiği son tutanak düzenlenir. Söz konusu tutanak dava dilekçesine eklenerek Tüketici Mahkemelerinde söz konusu uyuşmazlığa ilişkin dava açılabilir. Tutanak eklenmeden mahkemeye başvurulması halinde mahkemece davacıya tutanağı sunması gerektiği aksi halde davasının usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtara rağmen eğer tutanak mahkemeye sunulmazsa dava usulden reddedilir.

9. İcra Edilebilirlik Şerhi
Tüketici davalarında arabuluculuk sonucunda taraflar anlaşmaya varırlarsa bu anlaşma belgesinin icra edilebilirlik etkisi kazanması için şerh verilmesi gerekmektedir. Taraflar bu belgenin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi arabulucunun görev yaptığı yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır. Yani mahkeme kararına eşdeğer nitelikte bir belge sayılır.

Taraflar, tarafların avukatları ve arabulucu tarafından birlikte imzalanan anlaşma belgesi ilam niteliğinde belge sayılır. Yani tarafların imzasıyla birlikte tarafların avukatlarının imzasını ve arabulucunun imzasını içeren anlaşma belgesinin icra edilebilirlik kazanması için ayrıca bir mahkeme kararına gerek bulunmamaktadır. Bu tutanaklar doğrudan icra edilebilecektir.

10. Arabuluculuk Sonrası Dava Açılması
Taraflar eğer arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varmışlarsa anlaşılan bu hususlar hakkında daha sonradan taraflarca dava açılamaz.

Arabuluculukta anlaşılamayan hususlarda ise dava açılabilmesi mümkündür. Tarafların anlaşamadığına dair düzenlenen tarafların, avukatlarının veya kanuni temsilcilerinin ve arabulucunun imzasını içeren anlaşamama tutanağı, Tüketici Mahkemesinde açılacak davanın dava dilekçesinin ekine eklenmelidir. Aksi takdirde mahkeme tarafından bu tutanağın ibrazı için süre verilir. Bu sürede de tutanak eğer dava dosyasına ibraz edilmezse dava usulden reddedilir.

11. Sıkça Sorulan Sorular
Arabuluculuk Zamanaşımını Keser mi?
İhtiyari arabuluculukta arabulucuya başvurmak zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri kesmez, durdurmaz. Ancak zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu durumlarda arabulucuya başvurmak zamanaşımını keser, durdurur.

İcra Takibi İçin Arabulucuya Başvurmak Zorunlu mudur?
Zorunlu Arabuluculuk İş, Tüketici ve Ticaret Mahkemeleri nezdinde açılacak bazı davalar için öngörülmüş olup icra takibi yapabilmek için zorunlu arabulucuya başvurma şartı bulunmamaktadır.

 

Bu konuda bilgi almak için bize yazın?