Bizi takip edin
  >    >  İş Davalarında Arabuluculuk

İş Davalarında Arabuluculuk

İş Davalarında Zorunlu Arabuluculuk Kanuna veya iş sözleşmesine dayalı işçi ve işveren alacakları ile işe iade talebiyle açılacak davalarda davadan önce arabulucuya başvurulması dava şartıdır. İş davalarında zorunlu arabuluculuk başvurusu yapılmadan dava açılması durumunda açılan dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedilir. Arabulucuya başvuru, karşı tarafın yerleşim yeri veya işin yapıldığı yerdeki Arabuluculuk Bürosu’na yapılmalıdır. Bu başvurunun ardından Arabuluculuk Bürosu tarafından, sicile kayıtlı bir arabulucu görevlendirilecektir. Ardından arabulucu, tarafları müzakereye davet edecektir. Müzakerenin sonucu arabulucu tarafından son tutanak ile belgelendirilir. Arabuluculukta anlaşılan hususlarda sonradan dava açılması mümkün değildir.

İş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında ise İş Mahkemeleri’nde dava açmadan önce arabuluculuk dava şartı değildir. Ancak taraflar ihtiyari olarak arabulucuya başvurabilirler.

Zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğunda arabuluculuk bürosuna başvurulduğu tarihten arabuluculuk son tutanağının imzalanmasına kadar geçen süreçte zamanaşımı süreleri durur ve hak düşürücü süreler işlemez. İhtiyari arabuluculukta ise arabulucuya başvurmanın zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere bir etkisi olmayacaktır.

 

1. İş Hukukundan Kaynaklı Davalarda Dava Şartı Olarak Arabuluculuk
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’na göre, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabulucuya başvuru dava şartıdır. İlgili kanunun 3. Maddesinde şu hüküm düzenlenmiştir;

‘’Kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi veya işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.’’

İlgili kanun maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk kapsamına giren davalar uygulamada en çok;

İşe İade Davaları,

  • Boşta Geçen Süre tazminatından doğan davalar,
  • İşe başlatmama tazminatından doğan davalar,
  • Kıdem Tazminatı alacağından doğan davalar,
  • İhbar tazminatından doğan davalar,
  • Bakiye süre alacağından doğan davalar,
  • Eşit davranmama tazminatından doğan davalar,
  • Sendikal tazminattan doğan davalar,
  • Ücret alacağından doğan davalar,
  • Fazla Mesai Ücreti talepli davalar,
  • Yıllık İzin Ücreti talepli doğan davalar,
  • Yol ve yemek ücretinden doğan davalar,
  • Ulusal bayram ve genel tatil (ubgt) ücretinden doğan davalar,
  • Prim ve ikramiye ücretinden doğan davalar
    Söz konusu davalar bakımından dava açılmadan önce Arabuluculuk Başvurusu zorunlu olup; arabulucuya başvurmadan dava açılması halinde dava, herhangi bir işlem yapılmaksızın dava şartı yokluğu sebebiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. maddesi gereğince usulden reddedilir.

1.1. İşe İade Davalarında Zorunlu Arabuluculuk
İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli olmadığı iddiası ile fesih bildiriminden itibaren bir ay içinde işe iade talebiyle arabulucuya başvurmak zorundadır. Arabulucu huzurunda anlaşılamaması halinde, son tutanağın düzenlendiği tarihten itibaren iki hafta içinde iş mahkemesine dava açılabilir.

Arabulucuya başvurmaksızın doğrudan dava açılması sebebiyle davanın Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115 inci maddesi uyarınca usulden reddine karar verilir, kesinleşen kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde arabulucuya başvurulabilir.

Arabuluculuk görüşmeleri esnasında işveren işçinin işe iadesini kabul etmişse,

İşe başlatma tarihi,
Çalıştırılmayan sürenin ücreti (4 aya kadar ücret) ve diğer hakların parasal miktarı görüşme sırasında belirlenir ve tutanağa eklenir.
Arabuluculuk görüşmeleri esnasında işveren işçinin işe iadesini kabul etmemişse,

İşçinin işe başlatılmaması durumunda tazminatın (4-8 aylık ücret tutarı) parasal miktarını, Görüşme sırasında belirlenir ve arabuluculuk tutanağına eklenir.
Aksi takdirde anlaşma sağlanmamış sayılır ve son tutanak buna göre düzenlenir.

İşçi belirlenen tarihte işe başlamazsa anlaşma geçerliliğini yitirir ve işverenin feshi geçerli sayılarak bunun sonuçlarından sorumlu olur.

İşveren tarafında asıl işveren – alt işveren ilişkisi bulunuyorsa işçi tarafından işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğu zaman anlaşmanın gerçekleşebilmesi için asıl işveren ve alt işverenin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılması ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekmektedir. Yalnızca asıl işverenin veya alt işverenin imzaladığı tutanağın icra edilebilirliği mümkün olmayacaktır.

2. İş Davalarında İhtiyari Arabuluculuk
Taraflar, kanunda belirtilen zorunlu arabuluculuk kapsamına girmeyen uyuşmazlıklarının çözümüne ilişkin, ihtiyari olarak arabulucuya başvurabilirler. İş Hukuku kapsamında zorunlu arabuluculuk kapsamına girmeyen başlıca davalar;

İş Kazasından Doğan Maddi Tazminat Davaları, İş Kazasından Doğan Manevi Tazminat Davaları, İş Kazasından Doğan Maluliyet ve İş Göremezlik Oranının Tespiti Davaları, İş Kazasından Doğan Maluliyet Oranına İtiraz Davaları, İş Kazası Nedeniyle İşverene ve Sair Kusurlu Kişilere Açılan Rücu Davaları, Meslek Hastalığından Doğan Maddi Tazminat Davaları, Meslek Hastalığından Doğan Manevi Tazminat Davaları,Meslek Hastalığından Doğan Maluliyet ve İş Göremezlik Oranının Tespiti Davalarıolarak karşımıza çıkmaktadır. Söz konusu uyuşmazlığın tarafları, İş Mahkemeleri’nde dava açabilecekleri gibi, dilerlerse arabuluculuk müessesine de başvurup, uyuşmazlığı daha hızlı bir şekilde çözüme kavuşturabilirler.

3. Arabuluculuk Süreci
3.1. Arabulucuya Başvuru
İş davaları kapsamında arabuluculuğa başvurmak isteyen işçi veya işveren, karşı tarafın, karşı taraf birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki adliyede bulunan arabuluculuk bürosuna, arabuluculuk bürosu kurulmayan yerlerde ise görevlendirilen yazı işleri müdürlüğüne başvurur.

Tarafların arabulucuya başvurma süreleri davaların zamanaşımı süreleri ile aynıdır. Arabulucuya başvurmanın zamanaşımına etkisine aşağıda ayrıca değinilecektir.

3.2. Arabulucunun Seçilmesi
Taraflardan birinin arabuluculuğa başvurması akabinde Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafından listelenen ve ilgili komisyon başkanlıklarına bildirilen listeden seçilmek kaydıyla arabuluculuk bürosu tarafından bir arabulucu belirlenir. Ancak taraflar, bu listede bulunması kaydıyla ortak bir arabulucu üzerinde anlaşarak uyuşmazlıklarında kimin arabulucu olacağına kendileri de karar verebilir.

Arabulucunun büro tarafından atanması durumunda arabulucu, büronun yetkili olup olmadığını kendiliğinden dikkate almaz. Ancak yetki itirazı olan taraf, en geç ilk oturumda yerleşim yeri veya işin yapıldığı yer ile ilgili belgeleri de sunarak yetkisiz arabuluculuk bürosuna başvurulduğu iddiasında bulunabilir. Arabulucu böyle bir durumda kendiliğinden yetki incelemesi yapamaz. Dosyayı derhal ilgili Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmek üzere büroya teslim eder ve Mahkeme harç almaksızın yetkiyi inceler, kesin olarak karara bağlar.

3.3. Arabuluculuk Süreci Uygulamaları
Arabulucu, taraflarla kendiliğinden iletişime geçerek tarafların görüşme yeri ve saati konusunda bilgilenmesini sağlayacaktır. Arabulucu, tarafların iletişim bilgilerini büro tarafından kendisine verilmesi sebebiyle zaten sahip olacaktır. Ancak bu bilgilerle taraflara ulaşamayan arabulucu, kendiliğinden araştırma yaparak da tüm iletişim vasıtalarıyla taraflara ulaşabilir. Taraflara ulaşan arabulucu görevlendirme konusunda tarafları bilgilendirir ve tarafları ilk toplantıya davet eder.

Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat katılabileceği gibi tarafların avukatları veya kanuni temsilcileri de katılabilir. Buna ek olarak iş davaları kapsamındaki arabuluculukta işverenin yazılı belge ile yetkilendirdiği çalışanı da arabuluculuk görüşmelerine işvereni temsilen katılabilmektedir.

Taraflar arabuluculuk görüşmeleri esnasında karşılıklı taleplerini belirterek ortak bir noktada anlaşmaya çalışacaklardır. Bu süreçte arabulucu, taraflara eşit bir şekilde davranmak ve müzakerenin eşit şartlar altında ilerlemesini sağlamakla yükümlüdür. Eğer taraflar çözüm üretemiyorlarsa arabulucu da taraflara bir çözüm önerisinde bulunabilir.

Arabuluculuk, gizli yürütülmesi gereken bir süreçtir. Arabulucunun arabuluculuk faaliyeti nedeniyle elde ettiği tüm bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür. Taraflar da bu belgeleri olası bir davada veya tahkim yargılamasında kullanamayacaklardır. Olası bir dava veya tahkim yargılamasında delil olarak ileri sürülemeyecek beyan ve belgeler Arabuluculuk Kanunu’nda şu şekilde açıklanmıştır:

Taraflarca yapılan arabuluculuk daveti veya bir tarafın arabuluculuk faaliyetine katılma isteği.
Uyuşmazlığın arabuluculuk yolu ile sona erdirilmesi için taraflarca ileri sürülen görüşler ve teklifler.
Arabuluculuk faaliyeti esnasında, taraflarca ileri sürülen öneriler veya herhangi bir vakıa veya iddianın kabulü.
Sadece arabuluculuk faaliyeti dolayısıyla hazırlanan belgeler.
Arabulucu, arabuluculuk yoluna başvuran taraflara eşit ve tarafsız bir şekilde yaklaşmakla ve görevini şahsen yerine getirmekle yükümlüdür. Arabulucu, bu sıfatla görev yaptığı uyuşmazlıkla ilgili olarak açılan davada, daha sonra taraflardan birinin avukatı olarak görev üstlenemez.

Arabulucu eğer söz konusu uyuşmazlık hakkında tarafsız kalamayacağını düşünüyorsa bu durumu taraflara bildirmekle yükümlüdür. Örneğin arabulucuya başvuran taraflardan biri arabulucunun apartman komşusuysa ve arabulucu bu nedenle tarafsız olamayacağını düşünürse bunu taraflara bildirir. Ancak taraflar buna rağmen aynı arabulucu ile sürece devam etmek isterlerse sürecin devam etmesinde herhangi bir sakınca bulunmamaktadır. Arabuluculuğun tarafsızlığını şüpheye düşürecek haller sınırlı sayıda değildir. Arabulucu onlarca farklı nedenden dolayı tarafsızlığını koruyamayacağını düşünebilir.

3.4. İlk Oturum
Arabulucunun tarafları müzakereye davet etmesinin ardından tarafların bu süreçte ilk kez bir araya gelmesi ile ilk oturum gerçekleşmiş olur. Bu oturumun gerçekleştiği arabulucu tarafından tutanak altına alınır. İlk oturuma katılımın ve mazeretsiz bir şekilde katılmamanın önemine aşağıda ayrıca değinilecektir.

3.5. Son Oturum
Arabulucu, ilk oturumun ardından tutanak tutması gerektiği gibi son oturumda da son tutanağı tutması gerekmektedir. Arabuluculuk son tutanağı, dava şartı arabuluculuk bakımından oldukça önem arz etmektedir. Zira bu tutanak, açılacak olası bir davada dava dilekçesine eklenmezse ve mahkeme tarafından verilen süreye rağmen yine ibraz edilmezse açılan dava, dava şartı yokluğu sebebiyle reddedilecektir. Yine bu tutanak işe iade davalarında ve sair işçilik alacakları davalarında dava açma süresi için büyük önem arz etmektedir. Zira son tutanağın ardından zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemeye devam edecektir.

4. Arabuluculuk Sürecinde Tarafların Hak Ve Yükümlülükleri
Arabuluculuk sürecinde arabulucunun hak ve yükümlülükleri bulunduğu gibi arabuluculuğa başvuran tarafların da hak ve yükümlülükleri bulunmaktadır.

Arabuluculuk, tamamen gizli yürütülmesi gereken bir süreçtir. Arabuluculuğun gizli olması, taraflar için bir hak olmakla beraber aynı zamanda bir yükümlülüktür. Taraflar, arabuluculuk sürecinin gizli kalmasını isteme hakkına sahip olduğu gibi bu süreci gizli tutmakla da yükümlüdürler. Ayrıca arabulucu da arabuluculuk faaliyeti nedeniyle elde ettiği tüm bilgi ve belgeleri gizli tutmakla yükümlüdür. Arabuluculuk sürecinde gizliliğe aykırı davranılması sebebiyle bir kişinin hukuken korunan menfaatine zarar veren kişi, Arabuluculuk Kanunu’nun 33. Maddesine göre şikayet üzerine 6 aya kadar hapis cezası ile cezalandırılabilecektir.
Arabuluculuk süreci iradi bir süreçtir. Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçten vazgeçmek konusunda serbesttirler. Ancak dava şartı zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğunda dava açmak isteyen tarafın arabuluculuk sürecini zorunlu olarak izlemesi gerekmektedir. Yine dava şartı arabuluculukta, davada davalı olacak taraf da eğer iradi olarak arabuluculuk görüşmelerine katılmazsa bunun birtakım olumsuz sonuçları olacaktır. Bu duruma aşağıda ayrıca değinilecektir.
Arabuluculuk sürecinde taraflar daima eşit haklara sahiptir. Arabulucu, bir tarafa ne şekilde davranıyorsa diğer tarafa da eşit şekilde davranmakla yükümlüdür. Taraflara verilen söz hakkı süreleri eşit olmalı ve eşitsizlik yaratabileceği düşünülen tüm hususların arabulucu tarafından önüne geçilmelidir.
Ayrıca bu noktada önemle belirtmek gerekir ki tarafların zorunlu arabuluculuk görüşmelerine katılmaması durumunda mazeretsiz bir şekilde katılmayan taraf aleyhine birtakım olumsuz sonuçlar doğacaktır. Eğer taraflardan birisi geçerli bir mazereti olmadan ilk toplantıya katılmazsa ve bu nedenle arabuluculuk faaliyeti sona ererse bu durum son tutanakta belirtilir. Toplantıya mazeretsiz şekilde katılmayan taraf, açılacak davada kısmen ya da tamamen haklı çıksa dahi yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulacaktır. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine de hükmedilmeyecektir. Eğer her iki taraf da toplantıya katılmazsa ve arabuluculuk faaliyeti bu sebeple sona ererse, açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılacaktır.

5. Arabuluculuk Sürecinde Temsil
Taraflar, arabuluculuk görüşmelerine bizzat kendileri katılabileceği gibi avukatları veya kanuni temsilcileri aracılığıyla da katılabilirler. Ayrıca işverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir.

6. Arabuluculuk Sürecinde Süreler ve Zamanaşımı
İşe iade davalarında, iş akdinin feshi tarihinden itibaren 1 ay içinde arabulucuya başvurmak zorunludur. Arabuluculuk sürecinin olumsuz sonuçlanması durumunda son tutanağın imzalandığı tarihten itibaren 2 hafta içindeyse dava açmak zorunludur. Diğer işçilik alacaklarında ise dava açmak için geçerli olan zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri arabuluculuğa başvuru için de geçerli olacaktır.

Arabulucu, arabulucu olarak görevlendirildiği tarihten itibaren 3 haftalık süre içerisinde yapılan arabuluculuk başvurusunu sonuçlandırır. Zorunlu hallerde bu süre arabulucu tarafından bir haftalığına uzatılabilir.

Zorunlu arabuluculuk söz konusu olduğunda arabuluculuk bürosuna başvurulduğu tarihten arabuluculuk son tutanağının imzalanmasına kadar geçen süreçte zamanaşımı süreleri durur ve hak düşürücü süreler işlemez. İhtiyari arabuluculukta ise arabulucuya başvurmanın zaman aşımı ve hak düşürücü sürelere bir etkisi olmayacaktır.

7. Arabuluculuk Ücreti
Arabulucu, yürütmüş olduğu arabuluculuk faaliyeti karşısında ücret ve masrafları isteme hakkına sahiptir. Hatta öyle ki arabulucu henüz faaliyete başlamadan ücret ve masraflar için avans da talep edebilir. Eğer aksi kararlaştırılmamışsa, arabulucunun ücreti, faaliyetin sona erdiği tarihte yürürlükte bulunan Arabulucu Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenir. Taraflar, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin altında bir ücret kararlaştırılamaz. Arabulucunun ücreti ile arabulucunun taraflar arasındaki uyuşmazlık için yapmış olduğu masraflar, taraflarca eşit şekilde karşılanır. Ancak taraflar aralarında bir tarafın ücretin ve masrafların tamamını veyahut daha büyük kısmını ödemesi konusunda anlaşmaya varabilirler.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.3/13’e göre taraflar eğer arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşırlarsa Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesi’nin ikinci kısmında yer alan düzenlemeye göre arabulucuya ücret ödenecektir. Ancak ödenecek ücret, bu tarifenin birinci kısmında belirtilen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.

İşe iade konulu arabuluculuk görüşmelerinde tarafların anlaşmaları durumunda ise arabulucuya ödenecek ücretin belirlenmesinde işçiye işe başlatılmaması hâlinde ödenecek tazminat miktarı ile çalıştırılmadığı süre için ödenecek ücret ve diğer haklarının toplamı, tarifenin ikinci kısmı uyarınca üzerinde anlaşılan miktar olarak kabul edilecektir. Yani bu tutar üzerinden tarifede belirlenen yüzde hesabı yapılıp arabulucunun ücreti belirlenecektir.

Eğer arabuluculuk faaliyeti taraflara ulaşılamaması, tarafların katılmaması nedeniyle görüşme yapılamaması ya da iki saatten az süren görüşmeler sonucunda tarafların anlaşamaması durumuyla sona ererse arabulucuya iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre, yani saat ve taraf sayısına göre belirlenen maktu ücretler Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Eğer taraflar iki saatten uzun süren görüşmeler sonucunda anlaşamamışsa iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde tarifenin birinci kısmına göre ödenir. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.

8. Arabuluculuğun Sona Ermesi
Arabuluculuk sürecinde tarafların anlaşması durumunda Arabuluculuk faaliyetinin sonucu, tarafların anlaşıp anlaşamadıkları, arabuluculuk sürecinin nasıl sonuçlandığı arabulucu tarafından düzenlenen bir tutanak ile belgelendirilir. Bu tutanak taraflarca veya varsa avukatları ya da kanuni temsilcileri tarafından imzalanır. Eğer bu belge taraflar, kanuni temsilcileri veya avukatlarınca imzalanmazsa, sebebi belirtilmek suretiyle sadece arabulucu tarafından imzalanır.

Taraflar eğer arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varmışlarsa anlaşılan bu hususlar hakkında daha sonradan taraflarca dava açılamaz.

Arabulucuda anlaşılamaması halinde bu hususun işlendiği son tutanak düzenlenir. Söz konusu tutanak dava dilekçesine eklenerek iş mahkemelerinde söz konusu uyuşmazlığa ilişkin dava açılabilir. Tutanak eklenmeden mahkemeye başvurulması halinde mahkemece davacıya tutanağı sunması gerektiği aksi halde davasının usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtara rağmen eğer tutanak mahkemeye sunulmazsa dava usulden reddedilir.

Ayrıca bu noktada önemle belirtmek gerekir ki işçi ve işveren tarafından imzalanan arabuluculuk tutanağı yalnızca belirli şartlar dahilinde ibra niteliğinde olabilecektir. Yargıtay’a göre ibra niteliğindeki arabuluculuk tutanağı TBK m.420’deki şartları taşıyorsa geçerli, aksi takdirde geçersizdir. Zira TBK m.420, emredici nitelikte bir kanun hükmüdür. İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Örneğin işçinin işten ayrılmasından sonra 1 ay geçmeden düzenlenen ibra niteliğindeki arabuluculuk son tutanağı icra edilebilirlik şerhini haiz olmayacaktır.

9. İcra Edilebilirlik Şerhi
İş davalarında arabuluculuk sonucunda taraflar anlaşmaya varırlarsa bu anlaşma belgesinin icra edilebilirlik etkisi kazanması için şerh verilmesi gerekmektedir. Taraflar bu belgenin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi arabulucunun görev yaptığı yerdeki Sulh Hukuk Mahkemesi’nden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam niteliğinde belge sayılır. Yani mahkeme kararına eşdeğer nitelikte bir belge sayılır.

Taraflar, tarafların avukatları ve arabulucu tarafından birlikte imzalanan anlaşma belgesi ilam niteliğinde belge sayılır. Yani tarafların imzasıyla birlikte tarafların avukatlarının imzasını ve arabulucunun imzasını içeren anlaşma belgesinin icra edilebilirlik kazanması için ayrıca bir mahkeme kararına gerek bulunmamaktadır. Bu tutanaklar doğrudan icra edilebilecektir.

10. Arabuluculuk Sonrası Dava Açılması
Taraflar eğer arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varmışlarsa anlaşılan bu hususlar hakkında daha sonradan taraflarca dava açılamaz.

Arabuluculukta anlaşılamayan hususlarda ise dava açılabilmesi mümkündür. Tarafların anlaşamadığına dair düzenlenen tarafların, avukatlarının veya kanuni temsilcilerinin ve arabulucunun imzasını içeren anlaşamama tutanağı, İş Mahkemesinde açılacak davanın dava dilekçesinin ekine eklenmelidir. Aksi takdirde mahkeme tarafından bu tutanağın ibrazı için süre verilir. Bu sürede de tutanak eğer dava dosyasına ibraz edilmezse dava usulden reddedilir.

11. Sıkça Sorulan Sorular
Arabuluculuk Zamanaşımını Keser mi?
İhtiyari arabuluculukta arabulucuya başvurmak zamanaşımı ve hak düşürücü süreleri kesmez, durdurmaz. Ancak zorunlu arabuluculuğun söz konusu olduğu durumlarda arabulucuya başvurmak zamanaşımını keser, durdurur.

İcra Takibi İçin Arabulucuya Başvurmak Zorunlu Mudur?
Zorunlu Arabuluculuk İş, Tüketici ve Ticaret Mahkemeleri nezdinde açılacak bazı davalar için öngörülmüş olup icra takibi yapabilmek için zorunlu arabulucuya başvurma şartı bulunmamaktadır.

 

Bu konuda bilgi almak için bize yazın ?